Benim bu yazımda hepimiz için önem taşıyan bir konudan; çocuklarımıza aldığımız hediyelerden ve onları ödüllendirme yöntemlerimizden bahsetmek istiyorum.
Her zaman belirttiğim gibi ben bu konularda uzman değilim, sadece kendi görüşlerimi paylaşmak adına yazıyorum.
Bizler samimi, sıcak, sevecen bir sosyal yapıya sahip olduğumuz için özel günlerimizi paylaşmayı ve bu günlerde çocuklarımıza, eşlerimize, arkadaşlarımıza, anne-babamıza kısacası sevdiklerimize hediyeler vermeyi çok severiz. Çünkü karşımızdakini mutlu ettiğimiz zaman mutlu olabilen nadir toplumlardan biriyiz. İşin bu kısmını ben de çok severim aslında. Ama benim bu bağlamda takıldığım bir konu var ki bazen bazı arkadaşlarımla fikir ayrılığı yaşayabiliyoruz.
Düşünsenize yaz tatiline yaklaştığımız şu günlerde eminim pek çok evde tatil planları yapılırken, çocuklara “sınıf geçme hediyesi” olarak ne alınacağına ya da çocuğun ne istediği konusuna da yer veriliyordur.
İşte benim pek hoşlanmadığım ve karşı çıktığım hediye sebeplerinden biri de bu “başarı hediyeleri”. Neden mi? Şöyle ki ailede hepimizin görev ve sorumlulukları vardır. Fertlerden biri sorumluluklarını aksatırsa ailede ufak çaplı bir kriz oluşabilir. Anne o gün yemek yapamazsa akşama bir sıkıntı oluşur. Baba çocuğun harçlığını ayarlayamazsa sıkıntı oluşur.
Yani herkes üzerine düşeni yapmakla görevlidir. Ama anne yemek yaptı diye, baba evin ihtiyaçlarını karşıladı diye hiç kimse onları ödüllendirmeyi düşünmez. Sadece onlar üzerine düşeni yaptığı sürece ailede işler tıkır tıkır yürür.
Peki, bu süreç içerisinde çocukların görevi nedir? Onlara sadece derslerine çalışıp üzerine düşeni bu şekilde yerine getirmek düşmez mi? Yani anne-baba zaten hep çocuklarının geleceği için uğraşıp didinirken çocuk; üzerine düşen görevi yaptı, dersine çalıştı, iyi notlar aldı ya da sınıfını geçti diye ona ayrıca hediye alma çabasına girmek biraz gereksiz bir ödün olmuyor mu?
Yapması gerekeni yaptı diye ödüllendirmek, çocuğu ileriye dönük yaralamaktır diye düşünüyorum. Hani şu çocuğu bakkala gönderip istediğinizi aldırmak için onu para üstünü harcayabilmek ile ödüllendirmek gibi…
Çocuk büyüyüp meslek sahibi olduğunda da işini yaptığı için maaşı dışında beklentileri olursa bu hem onun hem ailesinin hayatını karartacak sonuçlara neden olabiliyor. Üstelik hiçbir ebeveyn evladına bu alışkanlığı kendisinin vermiş olabileceğini de aklına getirmez işin kötüsü.
Genelde bahane şudur; “Bizim amacımız motive etmek.” Motivasyon mutlaka maddi değeri olan şeylerle yapılmak zorunda değildir. Örneğin tatile giren çocuğun tatilinin ilk gününde ailece küçük bir etkinlik düzenleyip, birlikte mutlu, eğlenceli vakit geçirmek bence en büyük ödüllerden biri olacaktır. Belki de ailesi ile geçirdiği bu günün tadına alışıp yine aynı güzellikte zaman geçirebilmek için daha çok gayret gösterecektir. Belki bu güzel günlerin sayısını artırmak için ekstra başarılara bile imza atmaya çalışacaktır. Aynı zamanda aile ile zaman geçirmenin güzelliğini ileride kendi çocuklarına da taşıyacaktır.