Son yıllarda tüm dünyada ve tabii ülkemizde de deprem, trafik kazası ve terör gibi travmatik olaylarda eskiye nazaran bir artış söz konusu. Ve uzmanlar, tüm bu ve bunun gibi sarsıcı olaylar sonrasında, çocuklarda “Travma sonrası stres bozukluğu”nun ortaya çıktığını belirtiyorlar ve anne-babaları bu konuda dikkatli davranmaları için uyarıyorlar.

Minik, masum çocuğunuzun saçının tek bir teline zarar gelmesini istemiyor olmalısınız. Ancak şu da bir gerçek ki, tüm kötülüklerden korumaya çalıştığınız çocuğunuz ve tabii siz, elinizde olmayan nedenlerle birtakım sarsıcı olaylar yaşayabilirsiniz. Sarsıcı olaylar sonrasında çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi çeşitli ruhsal tepkiler verebiliyorlar, yani “travma” yaşayabiliyorlar.

Deprem, sel, yangın benzeri doğal felaketler, trafik kazası ya da kazaya şahit olmak, şiddete-vahşete, cinsel istismara maruz kalmak, boşanma veya bir yakınını kaybetmek travma olarak adlandırılabilecek bu yaşantılara örnek olarak verilebilir. Güney Asya da yaşanan deprem her ne kadar ülkemizi sarsmasa da, bir benzerini yakın geçmişte biz de yaşadık. Ve pek çok çocuk bunu bizzat yaşadı ya da görüntülerini medyada aylarca izledi. Bunun yanı sıra trafik kazaları çok fazla yaşanıyor ve büyük kentlerde boşanma oranları fazlalaşıyor.

Uzmanlar, tüm bu etkenlerin çocuklarda “travma sonrası stres bozukluğu”na neden olduğunu söylüyorlar. Mavi Psikolojik ve Pedagojik Danışmanlık Merkezi nden Uzman Psikolojik Danışman Belgin Temur, “Travma sonrası stres bozukluğu”nu, çocuk üzerindeki etkilerini ve bu durumda anne-babaların nasıl davranmaları gerektiğini anlattı.

Belirtileri nelerdir?
Her çocuk kendi psikolojik yapısına göre yaşananlara değişik biçimlerde ve düzeylerde tepki verebilir. Bu tepkiler, sarsıcı yaşam olayını hemen takip eden günler ve aylar içinde görülebileceği gibi, olayın üzerinden aylar hatta yıllar geçtiğinde bile çeşitli izler bırakabilir. Çocuklar, yaşadığı ya da karşılaştığı olaylardan sonra “travma sonrası stres bozukluğu” sürecine girebilir. Bu, olumsuz koşullara, ruhsal olarak verilen tepkiler aslında normal tepkilerdir. Peki anne-babalar, çocuğun travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını nasıl anlayacak? İşte belirtiler:
* Çocuklar, yaşadığı travmatik bir olayın ardından, bu örseleyici olayı tekrar tekrar yaşadıklarını hissedebilir. Aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme hissi oluşabilir ve bu duyguların dışa vurumu hırçınlık, sinirlilik şeklinde kendini gösterebilir.
* Oyunlarının içeriğini değiştirebilir, sürekli bu travmatik olayı veya bu olayın değişik yönlerini içeren oyunlar oynayabilirler.
* Uykularını etkileyecek korkunç rüyalar, kabuslar görebilirler.
* Günlük aktivitelerinde sık sık olay sanki yeniden oluyormuş gibi davranabilirler.
* Bu olayı çağrıştıracak, hatırlatacak durumlar, görüntüler karşısında yoğun bir şekilde “sıkıntı” hissedebilirler.
* Olay o an oluyormuş gibi fiziksel tepkiler verebilirler (Örneğin kalp atışının hızlanması, terleme…).
* Çocuklar bu olayı hatırlatacak etkinliklerden, yerlerden, kişilerden uzak durmaya çabalayabilir. Yaşadıkları bu olayın kendileri için en önemli yönünü hiç hatırlamayabilirler.
* Çevreye, oyun ve etkinliklere ilgi ve katılımları belirgin şekilde azalabilir.
* İnsanlardan uzaklaşmaya başlayabilirler.
* Gelecekle ilgili karamsarlık ve umutsuzluk içinde olabilirler.
* Uyku problemleri yaşayabilir; sık uyanabilir, uykuya dalmakta, uykuyu sürdürmekte güçlük çekebilirler.
* Daha kolay öfkelenip, öfke patlamaları yaşayabilirler.
* Dikkatlerini yoğunlaştırmakta ve sürdürmekte güçlük çekebilirler.
* Dışarıdan gelen uyaranlara (ses, ışık vb) irkilerek aşırı tepki verebilirler.
* Bazen çocukların bu yaşam olayının öncesinde kazandığı kimi becerileri yitirdiği de gözlenebilir. Örneğin altlarını ıslatabilir, dışkılarını kaçırabilirler.
* Parmak emme gibi bebeksi davranışlar gösterebilirler.

Travmanın etkileri nelerdir?
Sarsıcı yaşam olayları çocukların “geçmiş yaşam” algılarında ve “gelecek” algılarında derin izler bırakabilir. Bazen çocuğun olay hiç olmamış gibi bir “psikolojik uyuşma” haline girdiği gözlenir. Çocuklar genelde sarsıcı yaşam olayı hiç olmamış gibi davranmaya çalışabilir, hatta bu olayı tamamen inkar edebilirler.

Örneğin; “Depremden hiç etkilenmedim” veya “Hiçbir şey olmadı” tarzı cevaplar bu inkarın birer parçasıdır.
Uzun süren “travma sonrası stres bozukluğu” belirtileri, çocukların aşırı dalgınlaşmalarına, kimlikleriyle ilgili sorunlara, “trans” haline benzer dalmalara neden olur. Uzun süren tablolarda çocuklarda yaşam ve gelecek algısı derinden sarsılır; ümit yitirilir; yaşama karşı genel bir isteksizlik hali oluşabilir. Bu durumda mutlaka bir uzman yardımına başvurulmalıdır. Geçmişte yaşanmış bu sarsıcı olay ya da olaylarla ilgili yeniden değerlendirmelerin yapılması, umudun kazandırılması gerekir. Tüm bunları göz önünde bulunduran psikolojik müdahalenin yanı sıra sizin desteğiniz, sevginiz ve ilginiz de tahmin edemeyeceğiniz kadar önemlidir.

Okulda Nasıl Fark Edilir?
Öğretmenler sınıf içinde, çocuğun daha önceye göre çok daha zor konsantre olduğunu, tedirginlik yaşadığını, kolay ağlama gibi belirtiler sergilediğini fark ederse, çocuğun sarsıcı bir yaşam olayı geçirdiğinden şüphelenmelidir. Bu durumda olay hakkında konuşmak ve çocuğun duygularını serbestçe ifade etmesine izin vermek en doğru davranış olacaktır.

Anne-babalar ne yapmalı?
Travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin bir kısmını dahi çocuğunuzda gözlüyorsanız mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Ancak tüm bu belirtiler, her çocukta değişik yoğunlukta ortaya çıkabilir, tümü veya bir kısmı görülebilir. Önemli olan sizin çocuğunuza yaklaşımınız ve doğru müdahalede bulunulmasını sağlamaya çalışmanızdır. Unutmayın; travma sonrası stres bozukluğu belirtileri, yaşanan olaydan uzun zaman sonra bile ortaya çıkabilir. Bu yüzden, eğer olumsuz bir olay yaşanmasına rağmen çocuğunuz iyi görünüyorsa, onun bu durumu atlattığını varsaymayın ve davranışlarındaki değişikliklere önem verin.

Uzman Görüşü

“ONA GÜVENDE OLDUĞUNU HİSSETTİRİN”
Felaket durumlarında yetişkinlerin tutum ve davranışlarının çok önemli olduğunu söyleyen Mavi Danışmanlık Merkezi nden Uzman Pedagog Belgin Temur, bu durumda anne-babaların nasıl bir tutum içine girmeleri gerektiğini şöyle anlatıyor: “Kriz döneminde çocuklar, yaşama uyum sağlamak için anne-baba yardımına ihtiyaç duyar. Anne-babaların da hazırlıksız yakalandıkları bu olaylar, onların da çaresizlik yaşamalarına ve çocuklara gerekli güveni hissettirmemelerine neden olabilir.
Bu nedenle anne-babaların bu tarz durumlarla başa çıkabilecek önlemleri öğrenmeleri önemlidir. Çocuk, anne-babanın paniğini ve çaresizliğini izlediğinde, olayın izleri daha derin olabilir. Çünkü çocukların temel güven duygularının gelişmesinde, zorluklar karşısında anne-babanın güvenli davranışlarının olumlu etkisi büyüktür. Bu durumda anne-babalar, çocuğun duygularını anlamalı, dinlemeli, bir yandan da gelecek umudunu yeniden kazandırmak için ona güven vermelidir.”

Çocuğunuz yaşadığı ya da karşılaştığı travmatik olaylardan sonra “travma sonrası stres bozukluğu” sürecine girebilir. Bu olumsuz koşullara, ruhsal olarak verilen tepkiler aslında normal tepkilerdir.

Travma sonrasında çocuklarda yaşama karşı genel bir isteksizlik hali oluşabilir. Bu durumda mutlaka bir uzman yardımına başvurulmalıdır.

Çocuğun sarsıcı bir yaşam olayı geçirdiğinden şüphelenildiği takdirde olay hakkında konuşmak ve çocuğun duygularını serbestçe ifade etmesine izin vermek gerekir.

Belgin Temur
Uzman Pedagog