Günümüzde kadının aile içinde erkekle paylaştığı sorumluluklar ve toplum hayatında giderek artan fonksiyonunun incelenmesi gerçekten çok önemli bir konudur.
Bir toplumun bilinçlenmesi ve yaşanılan çağın her alanında kendine lâyık yeri alabilmesi o toplumun en ufak birimi yani ailenin bilinçlenmesi ile mümkündür. Bilinci noksan, hayata katkısı noksan bir “kadını” tam saymak mümkün değildir.

Açıkça söylemek gerekirse, kadınından yararlanmayan toplumların gücü yarıya inmiş demektir.

Bugün için Türkiye’de kadınların çalışma hayatına daha aktif bir şekilde katılmalarını sağlamak üzere hukuki düzenlemelere değil, aksine hukuki çerçeve ile sağlanan hakların daha yaygın bir şekilde uygulanmasına imkân verecek eğitim seviyesinin yükseltilmesine, istihdam kapasitesinin geliştirilmesine ve kaynak tahsisine yönelik fiilî düzenlemelere daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.

Tarih içinde batıya nispetle Türk kadını, hukuki haklar bakımından batılı kadının çok önünde yer almıştır. Ancak, Türk kadınına hukuki hakların verilmesi ve temel değerler sistemi bakımından kadının önündeki engellerin açılması, çağdaş demokratik sistemin yerleşmesinde gerekli olan kurumların tam yerleştirilmediği bir Türkiye’de beklenilen gelişmeyi sağlayamamıştır. Bu sorun sadece Türk kadınının sorunu da değildir, bütün Türk toplumunun sorunudur.
Bu itibarla toplumumuzun her kesimi olarak kadın – erkek herkesin, ülkemizin ekonomik ve siyasi gelişmesine kendi çapında katılımının sağlanması gerekir.
Neler yapılmalı

“Ayrımcılığı ortadan kaldırmak zorundayız”

Kadın-erkek eşitliği henüz evlerimizin içine giremese de Anayasamızın çeşitli maddelerinde eşitlik dile getiriliyor. Yasalardaki aykırı hükümler de kadın örgütlerinin çalışmaları sonrasında kaldırıldı. “Medeni Yasa’daki ‘ailenin reisinin koca olduğu’, kadının ikametgahının kocanın ikametgahı sayılacağı’, ‘müşterek konutu kocanın belirleyeceği’ gibi hükümler değişti. Zina konusunda tamamen eşitsiz, ‘suç’ tanımı getiren eski ceza kanunu hükümlerinin değişmesi gibi olumlu adımlar var. En önemlisi de ülkemiz, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) taraftarıdır. Sözleşmelerin gereği yerine getirilmeli! Türkiye, CEDAW gereği, hem yasalarda hem de gerçek yaşamda ayrımcılığı ortadan kaldırmayı, kamu yaşamında olduğu gibi özel yaşam ve özellikle aile ilişkilerinden ayrımcı kalıp ve davranışları arındırmayı sağlamak zorunda.

Kadın İstihdamını artırmalıyız

Kadın istihdamını artırmaya yönelik istihdam politikası oluşturmalı ve yasal düzenlemeler cinsiyet eşitliği yaklaşımıyla gözden geçirilmelidir. Kadın ekonomik olarak kendini gerçekleştirebiliyorsa ancak başka kararlarında da bağımsız olabilir.

Kadınlara meslek kazandırmalıyız

Kadınlara yönelik mesleki yönlendirme ve mesleki eğitim politikaları hızla uygulanmalı ve kadınların nitelikli işgücü olarak istihdam içinde yer almaları sağlanmalıdır. Pek çok belediyenin, derneğin, vakıfların yaptığı gibi takıcılık, çicek, böcek gibi hobi faaliyetlerini mesleki eğitim diye kadınlarımıza empoze etmelerinin yanında olmamalıyız. Meslek insanın yaptığı işten para kazanmasıdır, “hayatını” kazanmasıdır.

Pozitif ayrımcılık yapılmalıyız

Yönetici kademelerde, aynı zamanda politikada, kadın oranının düşüklüğü nedeniyle, yükselme ve terfilerde yüzde 30 oranında pozitif destek sağlanmalıdır.

Kadınlarımız toplumsal hayatta erkeklerden 200 yıl geride bulunmaktadır. Bu eşitsiz gelişimdeki farkı kapatabilmek için kadınlardan yana bir ayrım yapılmalıdır, ta ki eşitlik sağlayana kadar.

Çalışan kadını ve çocuğunu desteklenmeliyiz

Çalışan kadın çocuk sahibi olduğunda, anneyi ve çocuğu destekleyecek kurumlar devlet tarafından organize edilmelidir. Pek çok kadın, anne olduğu zaman çocuklarının bakımını yapacak kurum ve destek programları olmadığı için mesleğini bırakmaktadır.

Toplumun en önemli yapı taşları olan Kadınlar olarak, savaşların olmadığı, çocukların ölmediği, barışın, kardeşliğin ve demokrasinin egemen olduğu, sorunların barış yoluyla çözüldüğü bir dünyada yaşamak için, bugün dünyayı yönetenlere sesleniyoruz; Yine bu gün tüm yönetenlere diyoruz ki…..Barışın ve demokrasinin önündeki en büyük engeli oluşturan her türlü şiddete karşı küresel mücadelenin verildiği bir dönemde, tüm kadınların ve çocukların gelişimini engelleyen sosyal ve ekonomik engelleri ortadan kaldırmaya çağırıyoruz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.

Kadının gücü dünyaya barış getirir…..
Pervin Albayrak