Baba olmak bir erkek için yaşamda çok farklı ve yeni bir sorumluluk anlamına gelir. Bu sorumluluğa hazır olmak yaşamda bazı hedeflere ulaşmış olmakla da bağlantılıdır. Bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve ona uygun bir model olabilecek olgunluğa erişmek için kişinin öncelikle kendi hayatının sorumluluğunu alacak olgunluğa eriştiğinden emin olması gerekir.

Değişken ve düzenli olmayan bir yaşantının çocuk sahibi olmaya pek uygun olmadığı bu karar verildiğinde yaşantının daha stabil hale dönüştürülmesi gerekliliği ortadadır. Uzun süreli sorumluluklara imza atmak, atılan her adımda bir sonraki adımı planlamak kararlılığı ve azmi gerektirir.

Evlilik belki de baba olma sorumluluğundan önce alınan en önemli ilk büyük sorumluluktur. Buna rağmen kişilerin evlilik de dahil tüm sorumluluklarında deneme ve vazgeçme şansları vardır. Oysa baba olmak diğer tüm sorumluluklardan farklı olarak geriye dönüşü olmayan, vazgeçilemeyecek bir sorumluluktur. Böyle bakmak birçok erkeğin baba olmaya karar vermek konusunda kaygılanmasına neden olmaktadır.

Özellikle de kendi babalarıyla ilişkilerinde sorunlar olduğuna inanan ve daha mükemmeliyetçi yaklaşan, çocuğuna “çok iyi baba olmak” gibi bir misyon yüklenen kişilerin bu kararı vermek konusunda daha kaygılı oldukları bilinmektedir. Yine evlilik ilişkisi içinde problemler yaşandığı durumlarda da baba olma fikri erkekler için daha da geciktirilmesi gereken bir karar olarak değerlendirilmektedir.

Yeterince hazır hissetmek çocukla kurulacak ilişkinin kalitesini de belirleyici olmaktadır. Bu fikre kendini alıştıran, bu yeni rol ile yaşayacağı keyfin farkına varan babaların bebek dünyaya geldikten sonra da daha rahat ilişki kurabildikleri bilinmektedir. Anneler hamileliğin başından itibaren hem hormonal olarak hem de fiziksel olarak bir bebeğe sahip olmayı ve onun içlerinde büyümesini fark edebilme ayrıcalığına sahiptirler.

Üstelik annelerinden ve toplumdan öğrendikleri anne rolü çok vurgulanmıştır. Oysa babalar için kendilerine ait ve her gün büyümekte olan bir şeyi hissetmek anneler kadar kolay olmamakta ve bu nedenle bu rolü kabullenmekte, bebeği sahiplenmekte, ona ısınmakta zorluklar yaşayabilmektedirler ve bunun için zamana ihtiyaç duyabilirler. Doğum öncesinden itibaren bebekle ilgili doktor kontrollerinde bulunmak, doğumla ve sonrası ile ilgili hazırlıklara katılmak babanın psikolojik hazırlığında önemli olmaktadır. Ama bazen bu hazırlıklara katılmanın bile çocuğa hazır hissetmek için yeterli olmadığı bilinmektedir.

Bu nedenle doğum anından itibaren babanın aktif katılımını sağlamak, tüm gelişmelerden babayı haberdar etmek, onun yardımına ve desteğine başvurmak ilk etkileşim açısından önemlidir. Bebeklerin doğdukları andan itibaren görüntüleri ve kokularıyla çevrelerindeki yetişkinleri etkileme güçleri vardır.

Babanın ilk andan itibaren bebekle yakın ilişki kurması, tutması, onu koklaması, beslenmesinde ve bakımında yardımcı olması desteklenirse bu etkileşim kendiliğinden gerçekleşecek ve baba için haz veren bir ilişkiye rahatlıkla dönüşebilecektir. Özellikle ilk bir iki ay içinde bebek büyüyüp sosyal gülümsemelere ve tepki vermeye başladıkça bu durum baba için çok daha keyif veren bir hal alacak, bebekle kurduğu ilişki günden güne gelişecektir. Buradaki temel prensip babanın da en az anne kadar bebekle ilişkide olmasını ve onunla zaman geçirmesini sağlamaya çalışmaktır.

Bu temas yoğunluğu içinde ister istemez bu bağlantı gerçekleşecektir. Baba olmanın en önemli keyiflerinden biri de bebeğin “baba” demeye başladığı zamanlardır. “baba” kelimesi Türkçe’nin de doğası gereği bebeklerin ilk söyledikleri sözcüklerdendir. Bebeğinin ağzından çıkan ilk kelimenin “baba” olduğunu duyan bir babanın bu duruma kayıtsız kalması genelde mümkün değildir.

Bir çok baba çocuklarına en çok aşık oldukları zamanın kendilerine “baba” diye hitap ettikleri zaman olduğunu söylemektedirler. Bebeklik döneminde iyi bir etkileşim içine girildiğinde genellikle ilk çocukluk ve ergenlik döneminde de baba-çocuk ilişkisinin sağlıklı devam ettiği, olası sorunların karşılıklı iletişimle daha kolay çözülebildiği bilinmektedir. Bu etkileşim çeşitli nedenlerden ötürü geciken, bebeğin bakımıyla, fiziksel ihtiyaçlarıyla ilgilenemeyen, bu işi tamamen anneye bırakan, bebeğiyle fiziksel olarak bir arada fazla zaman geçiremeyen babaların da çocuklarıyla iletişimlerinde zorluklar yaşama olasılığının arttığı bilinmektedir.

Baba Olmanın Keyfi

Baba olduğunuzda yaşamda yeni ve önemli bir rol kazanırsınız. Babalık rolü, size toplumda yeni bir statü sağlar. Çocuk sahibi olma sorumluluğu alan bir erkek olarak artık sorumluluk almak konusunda daha güvenilir bir izlenim vermeye başlarsınız.

Bebeğinizle birlikte artık gerçek bir aile olmuşsunuzdur. Aile olmanın ayrıcalıklarını yaşarsınız. Girdiğiniz ortamlarda size özen gösterilir, saygıyla karşılanırsınız.

Kendi ailenizi ve özellikle de babanızla ilişkinizi daha iyi analiz etmeye başlarsınız. Hem onları daha iyi anlar hem de çocuğunuzla ilişkiniz geliştikçe ailenize daha fazla yakınlaşmaya başlarsınız. Çünkü çocuğunuza büyükanne ve büyükbabaların da bulunduğu geniş, sıcak ve sevecen bir aile ortamı yaratmak önem kazanmaya başlar.

Bu sayede siz de ailenizle ilişkilerinizi geliştirebilirsiniz. Ayrıca onlara torun sahibi olma olanağı sağladığınız için onların gözünde de değer kazanırsınız. Var olan kızgınlık ve kırgınlıklar bu yolla ortadan kalkar.

Çocuğunuzun sağlıklı gelişmesi sizin için önemlidir. Bu nedenle ona örnek olmanın önemini kavrarsınız. Alışkanlıklarınızı gözden geçirirsiniz. Yedikleriniz sağlıklı olmaya başlar. Yaşam kalitenizi arttırmaya çabalarsınız. Spor yapar, sağlıklı beslenir ve diğer kötü alışkanlıklarınızdan uzak durmaya başlarsınız.

Kendi sağlığınıza dikkat etmenizin örnek olmanın dışında da önemli bir nedeni olmaya başlar. Çocuğunuzun size uzun yıllar ihtiyacı vardır. Sağlıklı ve güçlü olmanız gerekmektedir. Riskli durumlara girmekten kaçınmaya başlarsınız. Yaşamınız daha güvenli olmaya başlar.

Hayatınız düzene girer. Gelecek planlarınıza sıkı sıkıya bağlanırsınız. Geleceğe ait belirsizlikler yerini belirlenmiş hedeflere bırakır. Artık bir karar vermiş olmanın rahatlığını yaşarsınız.

Yaşam yeniden keyifli ve umutlu bir hal alır. Bebeğinizle ilgili hedefler ve umutlar geliştirirsiniz. Bebeğinizin yavaş yavaş dünyayı, çevreyi tanımasına, her gün yavaş yavaş gelişmesine keyifle tanıklık edersiniz. Siz de yeniden dünyanın güzelliklerini doğanın mucizesini keşfetmeye başlarsınız.

Eşinizle ortak bir varlığa ve ortak bir sorumluluğa sahip olmanın güzelliğini yaşarsınız. Artık önemli bir ortak paydanız olmuştur. Bu ortak hedef sizi birbirinize yeniden yakınlaştırır.

Sağlık ve tıp konularına ilginiz artar. Çocuğunuzun sağlığı için her gün kendinizi geliştirmeye başlarsınız. Gazete, dergi ve kitaplardaki sağlıkla ilgili konular artık dikkatinizi daha fazla çekmeye başlar.

Bebeğinizin ilk kelimesi genellikle “baba”dır. Bu kelimeyi ilk kez bebeğinizin ağzından kocaman bir gülücük eşliğinde duymak yaşamınızın en güzel, en unutulmaz deneyimidir.

Çocuğunuz sizin yansımanızdır. Onun tepkileri sayesinde kendinizi tanıma ve keşfetme fırsatı bulursunuz.

Çocukluğunuza yeniden dönersiniz. Kendinizi birden bire çocuğunuzun treniyle oynarken bulabilirsiniz. Bahaneniz de hazırdır; çocuğunuzu eğlendiriyorsunuz.

İşiniz çok önemlidir. Ama artık özel hayatınıza daha fazla zaman ayırmaya başlarsınız. Hem çocuğunuzun sizinle özel zaman geçirmeye ihtiyacı vardır, hem de siz onunla böyle bir zamanı geçirmeye ihtiyaç duymaya başlarsınız.

Değerleriniz yeniden harekete geçer. Tüm çocuklar ilgi alanınıza girer. Çocuklar için güzel bir dünya yaratmanın ve onlara gelecekte güzel bir dünya bırakmanın önemi artar. Kendinizi bu konudaki sosyal çalışmaların içinde bulabilirsiniz.

Belgin TEMUR
Uzm. Pedagog
Psikolojik Danışman