Bakıcı kavramı değişiyor. Bu kavram artık tesadüfen boş vakti olan, çocukla birkaç saat ya da gün ilgilenecek herhangi birini değil; bir mesleği ifade ediyor.

Öyle de olması gerekiyordu. Çünkü bu kavram ancak meslek olarak kabul edilirse belli standartları olabilir. Bu da beraberinde güvenilirliği ve eğitimi getirecektir.
Paramızı yatırmak için; köklü ve güvenilir bankalar arıyoruz, araba almak için dikkatli, titiz ve dürüst insanları tercih ediyoruz. Acaba çocuklarımıza bakacak olan; ihtiyaçlarını karşılayıp gelişimlerine doğru katkıda bulunması gereken insanları hangi kriterlere göre seçiyoruz? Ya da acaba bu konuda birtakım kriterler olması gerektiğinin farkında mıyız? Seçiciliğin burada da olması gerektiğini biliyormuyuz?
Aslında bakıcı kavramı meslek haline gelmeden önce çocukla ilgilenecek birilerini bulmak o kadar zordu ki; seçmek cidden bir lüks idi.
DADI OLMAK İÇİN

Şimdiyse profesyonel insanlarla çalışmak elimizde; yeter ki bir bakıcının sahip olması gereken özellikleri bilelim.
Bu konuda ilk olarak aranması gereken özellik; kişinin çocukla ilgili eğitiminin olması. Eğitimsiz biri, ne kadar iyi niyetle hareket ederse etsin, kötü sonuçlara yol açacak davranışlar sergileyebilir, çocuğun gelişimine katkıda bulunamaz ve çocuğu doğru şekilde gözlemleyemez.

Aranması gereken bir diğer özellik elbette sevecenliktir. Çocukla ilgilenmek herhangi bir ev işi gibi görülemez. Kişiler mecbur oldukları, son çareleri olduğu için değil: sevdikleri için hayatlarını bu yolla kazanıyor olmalılar.
Bakıcılar sorumluluk alabilen, sabırlı, acil durumlarda ne yapması gerektiğini bilen ve güvenliğe önem veren kişiler olmalılar. Öncelikle gözetilmesi gereken çocukların sağlığıdır. Her çocuk hastalanabilir ya da yaralanabilir; bunlar doğaldır. Çocuk sizinleyken de başına gelebilir. Önemli olan çocukla ilgili durumun aileyle paylaşılması ve gerekenlerin yapılmasıdır. Bunun için bakıcıların, karar verme yeteneğine sahip insanlar olmaları gerekir.
Bir bakıcı sadece çocuğun yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamalı, aynı zamanda çocukları geliştirecek etkinlikler de hazırlayabilmelidir. Oyun çocuğun hayatının vazgeçilmezidir ve bakıcı da bunu desteklemelidir.
Bakıcının iletişim becerileri gelişmiş kişiler arasından seçilmesi önemlidir. Hem çocukla hem de aileyle iletişim sağlıklı olmalıdır ki bir takım gibi çalışılabilsin. Bakıcı ailenin bir parçası haline gelebilmeli zamanla. Böylece beklentiler anlaşılabilir ve çocuk için en doğru kararlar alınabilir.
BİR DADI ÇOCUĞUN KİŞİLİĞİNE DOĞRU KATKIDA BULUNACAĞINI BİLİR!!!!

Bu konuyla ilgili en çok yapılan yanlışlarla bakıcı özelliklerinden bahsetmeye devam edersek: bakıcılardan genelde çocukların tüm işlerini yapmaları beklenir. Oysa çocuklar kendi başlarına da yemek yiyebilmeli, giyinebilmeli, tuvalete gidebilmelidir. Tüm bunları yapabilmek çocuğun özgüvenini de destekler. Çocuk kendisini başarılı hisseder ve bu durum diğer insanlarla ilişkilerini de etkileyecektir. İyi bir bakıcı bunların her birinin çocuklara ne zaman ve nasıl öğretilmesi gerektiğini bilir ve çocuklara bu becerilerle ilgili fırsatlar verir.
Ayrıca bir bakıcının, güvenli bir ortam demek çocuğun sürekli engellendiği ve uyarıldığı bir ortam demek değildir gerçeğine vakıf olması gerekir. Çocuğun enerjisine ayak uydurulmalı, deneyimlerden mahrum edilmeden güvenlik gözetilmelidir.
KENDİMİZE DEĞİL ÇOCUĞUMUZA BAKICI ARIYORUZ?

İnsanlarımız tarafından bakıcıyla ilgili yapılan en yaygın yanlışlardan biri de: bakıcının tüm ev işlerinden sorumlu tutulmasıdır. Çocukla ilgili eğitimi olmayan biri bunu kabul edebilir, fakat bu aslında tamamen ayrı bir iştir ve çocuğun doğru bakılıp eğitilmesini engeller.
Bakıcılığın bir meslek olarak gelişmesi, tüm bu kriterlere sahip bakıcı adaylarının çoğalmasına, yeni bir iş alanının gelişmesine ve sadece profesyonellerin değil: ailelerin de çocukla ilgili bilinçlenmesine zemin oluşturuyor.

Pervin Albayrak