Çocukluk ne güzeldir değil mi? Çocuk kalmak istekleri sonsuz, sorunları basit. Hepimiz ama iyi ama kötü çabucak akıp giden çocukluğumuzu hep bir özlem duymuşuzdur. Arada bir yerlerde hep keşke çocuk kalsaydım demişizdir.

Çocuğumuz olduğunda onunla çocuk olmak mı ona örnek olmak mı daha çok istedik? Galiba ona örnek olmak, karşısında daha sağlam bir anne-baba olma fikri daha ön planda oldu. Çünkü büyümüş ve bir çocuğun örnek alacağı, taklit edeceği biri konumunda kendimizi bulmuştuk.

Şimdi ciddi olmalı, kararlı ve kuralcı olmalı, hataları cezalandırmalı ki tekrar yapılmasın, hep katı olmalıydık. Anne veya baba olduğumuz da her zaman bir telaşlanma durumunda acaba doğru anne-baba olabilecek, iyi bir yönlendirme, doğru bir eğitim ve öğretim verebilecek miyim kaygısındayız. Hepimiz büyürken mutlaka bir takım aile içi kurallarımız olmuştur.

• Akşam eve erken gelinecek;
• Dersler erkenden bitecek;
• Sabah oda toplanmadan odadan çıkılmayacak;
• Kahvaltı bitecek;

İşte bunun gibi bir sürü kural daha sayabilirim size. Tabi ki bunlar düzenli yaşam için gerekli ancak bir çocuk için baskıcı olmadan da bu kurallar uygulatılamaz mı? Biz böyle büyüdük diye aynı uygulama devam etmeli mi?

Gerçekten olması gereken bu mu? Hem bir yanımızı çocuk bırakıp hem de anne-baba olamaz mıyız? Bir yerler de bir takım kurallar mı var anne-babaların uyması gereken? Hem hala çocuk duygularımızı canlı tutup hem de o duygulara şu anda sahip çocuğumuzla onunda hissettikleri ni hissederek örnek olabiliriz. Her zaman çocuklarımız için en iyisini yaptığımızı bilmelerini isteriz. Peki, biz onları anlaya biliyor muyuz? Çocuklarımıza örnek birer anne-baba olurken onların çocukluklarını anlayabiliyor muyuz? Bence hem çocuk kalıp hem de örnek olunabilir. Ne dersiniz sizde de hala bir küçük siz var mı?