Yaz aylarının vazgeçilmezi olan tatil programlarını yaparken gebelerin, içinde bulundukları hassas dönemi göz önüne
almaları gerekir. Her hamile kadının bünyesi
9 aylık süreçte aynı tepkileri vermeyebilir. Bu biyolojik dönemde olmayan birçok insan dahi
bu sorunu yaşayabiliyorken; kimi kadın hamileliği esnasında yoğun olarak hissettiği mide bulantısı, ağrılı veya sancılı gebelik yaşayabilir. Birçoğumuz için keyif kaynağı olan tatil, mide bulantısının görüldüğü süreçte bazı hamile kadınlar için ciddi
bir eziyettir. Özellikle araç
tutması yaşayan gebeler için otobüse, uçağa binmek, gemi ile seyahat etmek kabus olur.
Edindiğim bilgilere göre; yolculuk sırasında iç kulak, gözler, kas ve eklemlerden beyine ulaşan çelişkili informasyonlar araç
tutmasına neden oluyor. Bu olay da
yolculuğun işkenceye dönüşmesi demek…
Hatta istatistik bilgilere göre de motorlu taşıtlara binen % 3-5 erişkin araç tutması problemi yaşarken, çocuklarda bu oran % 10’u buluyor. Teknenin ebadı, seyahat süresi ve hava şartları ile doğru orantılı olarak bu oran deniz yolculuklarında % 25-30’lara ulaşıyor.

Denge sistemiyle ilgili; Yolculuk esnasında denge sisteminin 4 elemanından beyine farklı ve zıt iletiler ulaşması sonucunda araç tutması ya da tıp dilindeki adıyla hareket hastalığı ortaya çıkıyor. Örnek olarak; arabanın arka koltuğunda kitap okurken gözlerimiz hareketi algılamıyor, ancak iç kulağımız merkezi sinir sistemine hareket ettiğimiz uyarısını veriyor.

İşte bu çelişkili uyarılar hareket hastalığına neden oluyor. Organizmanın uzayda nerede olduğunu bilemediği durumlarda ortaya çıkan
bu hastalığın oluşumunu sıcak, kötü koku (sigara, mazot, yağlı yemekler), aşırı gürültü ve stres kolaylaştırıyor.
Geçici bir hastalık Ciddi sonuçlara yol açmayan araç tutması geçici bir hastalık ve bu durumun tıbbi bir bozukluğu yok. Fakat özellikle hamile kadınların yolculuk
esnasında bu problemi yaşaması ihtimali daha yüksek. Tabii böyle bir sorun da bu yolculuğun zorlu geçeceğini gösterir. Araç tutmasında yüzde solukluk, esneme ve uyuklama ilk belirtiler. Ardından baş dönmesi, bulantı,
kusma, vücut ısısında düşme, taşikardi, solunumun hızlanması ve göz bebeklerinde büyüme gibi belirtiler de gösterebiliyor.

Uzman açıklamasına göre; araç tutması meydana geldikten sonra günlerce süren konsantrasyon bozukluğu, boşluk hissi,

sürekli uyuklama arzusu ve migren türü ağrılar hastanın tüm tatilini zehir edebiliyor.
Önlemler Kesin tedavisi olmayan araç tutmasına karşın önceden ve seyahat sırasında bazı önlemler almak gerekiyor.

– Seyahat öncesinde bulantıyı artıracak sindirimi güç yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmak.

– Mide bulantısını artıracağı için tok karnına seyahat etmemek.
– Seyahat esnasında kötü kokulardan uzak durmak.

-Nikotin, kafein ve tuz gibi dolaşımı bozan ürünlerden uzak durmak.

-Ani baş hareketlerinden kaçınmak.

-Taşıtta kitap okumamak.

– Aracın tutacağını anladığınız anda yanınızdaki kişinin sizinle konuşmaması ve sizi izlememesi.

– Vücudun aracın hareketini iç kulak ve gözler tarafından aynı şekilde algılanabileceği yerde oturmak.

– Gidiş yönüne ters yöndeki koltuklara oturmamak.

– Seyahat boyunca araç tutmasını akla getirmemek. Aksi taktirde stres damarlarda spazm yaratır ve şikayetinizin oluşumunu
kolaylaştırır.

– Bilinen bir rahatsızlık varsa KBB doktoruna ve tabii ki jinekoloğa başvurup uygun görülen ilaç tedavisini almak.
Denge sistemi anatomisi ve oluşum mekanizması
Taşıt tutması ve baş dönmesi tamamen denge sistemini ilgilendiriyor. Denge duyusu aşağıdaki organlardan oluşuyor;

1- Hareketin yönünü belirleyen iç kulaklar (labirent)

2- Hareketin yönünü ve vücudun boşlukta nerede olduğunu gören gözler

3- Vücudun hangi noktasının yere temas ettiğini algılayan doku algıcıları (eklem ve omurga)

4- Vücudun farklı kısımlarını algılayan his alıcıları (kas ve eklem)

5- 4 sistemden gelen bilgileri değerlendiren ve aradaki ilişkiyi sağlayan merkezi
sinir sistemi (beyin ve omurilik)