Kişiyi zayıf olma adına ölesiye açlık sınırına getiren çok ciddi bir bozukluktur. Bu hastalıkta kişi beden ağırlığı olması gereken sınırın altında olmasına rağmen kilo almaktan veya şişman biri olmaktan aşırı derecede korkar.

Burada kişinin kendi vücut ağırlığı veya biçimini algılamasında ciddi bir bozukluk vardır. Hastalık erken dönemde tedavi edilmediği takdirde hastaneye yatmayı gerektirebilecek düzeyde tehlikeli ve ölümcül bir durumdur.

Kız cinsiyette erkeklere nazaran 10 ile 20 kat daha fazladır. En sık ergenlik yıllarının ortalarında başlamakla birlikte erken yirmili yaşlarda da başlayabilir. 13 yaşından sonra hastalığın sıklığı hızla artar. Görülme sıklığı % 0,5 ile 1 arasında değişmektedir.
Bu hastalığa sahip gençler kilo alma kaygısıyla iki çeşit davranış gösterebilirler. Bir grubu önce tıkınırcasına yer daha sonra kusarlar veya idrar söktürücü, barsak boşalımını hızlandırıcı ilaçlar kullanabilirler.

Diğer grup ise yiyeceklerini kısıtlarlar, mümkün olan en az kaloriyi alırlar. Her iki tip de aşırı egzersiz yapabilirler. Bu hastaların iştahları eğer bir depresyon eşlik etmiyorsa ve hastalığın ileri dönemlerinde değilse genellikle normaldir. Bu hastalar yiyecekleri saklama, ceplerinde yiyecek taşıma, tabaklarındaki yemekleri düzenleme, yiyecek çalma gibi davranışlar gösterebilirler.

Zihinleri sürekli yemeklerle meşgul olabilir ve yemek tarifleri alır, özenli sofralar hazırlarlar.

Bu kişiler genellikle katı ve mükemmeliyetçi bir kişilik yapısına sahiptirler. Sıklıkla içe dönük ve sinirlidirler. Okul hayatlarındaki başarı hastalığın geç dönemlerine kadar genellikle iyidir.

Hastalar semptomlarını kendini özel yapan şeyin temeli olarak görürler. Genellikle tedaviyi reddederler. Hastalıkla birlikte takıntılı davranışlar, depresyon ve kaygı bozuklukluğu sık görülür.

Ergenlik öncesi başlayan olgular çocukta kilo artışının beklenen düzeyde olmaması ve çocuğun puberteye girmesinde gecikme ile kendini gösterebilir.

Hafif vakalar ayaktan takip edilebilirken ağır kilo kaybı olanların hastane yatışı gerekir. Kilo kaybının ağırlaşmasıyla birlikte vücut sıcaklığında düşme, ödem, sıvı dengesinde bozulma, kalp atımında yavaşlama, kalpte ritm bozuklukları, kıllanma, hormonal düzensizlik, adet düzensizlikleri, kısırlık, kemik erimesi, kıllanma artışı, midede genişleme görülebilir.
Tedavisi psikoterapi, aile terapisi, ilaç tedavisi ve gereğinde hastane yatışı ile yapılır.

Uzm. Dr.Gökçe KÜÇÜKYAZICI
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi